AKHİSAR KADIN EĞİTİM KÜLTÜR SANAT VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
Kategori

Makale

Akhisar Erişte

İnsan güneş doğmadan neden kalkar?

İşte anlatmak istediğim şey tam olarak bu…

Nedenini size söyleyeyim:

Çünkü hedefleri olan insanlar alarm kurmazlar.

Bizim sevdamız öyle bir sevdaydı ki adımlarımız belki küçücüktü ama hedeflerimiz bir o kadar büyüktü.

Başladığımız bu zorlu ve meşakkatli yolda bir avuç insan birbirimize kenetlenip, hiç durmadan, yorulmadan yolumuza devam ettik, kimseye aldırmadan ve yılmadan.

İşte bende bu süreçte elimden gelen en iyi şeyi yaptım.

Küçük yaşta babam vefatından sonra çok hastalandım ve okuyamadım, en iyi olduğum yer hayatımda hep mutfak oldu.

Bu yanım birilerine ışık olmalıydı ve bende bu süreçte yapabileceğim en iyi şeyi yaptım; ERİŞTE…
Komik geldiğini biliyorum.

3 kg, 5 kg, 10 kg ve şu an ayda tam 200 kg yapmaktayız.

İnanıyorum ki yakında bu miktar tonlara çıkacak, biz fabrikasyon yapmıyoruz.

Kullandığımız malzemeler; süt, un, yumurta hepsi doğal ve günlük .Bu malzemeleri erişteye dönüştüren el emeği göz nuru. Her bir tanesinde emek var, uykusuz geceler var, her bir tanesinde durumu kötü olan öğrencinin harçlığı, ayakkabısı, çantası var.

Ben okuyamadım, umarım bu emeklerim gün gelir yüzlere binlere ulaşır. Onlar okur ve ülkeye faydalı olur. Bir kişiye makarna yaparak faydalı olabilmek için bu yolda hiç durmadan yürüyeceğim.

Yazar: Nurdane MERT

Çaput Kilim Dokuma

Akhisar yöresinde önceleri çok yaygın olan günümüzde unutulmaya yüz tutmuş çaput kilim dokumacılığı konusunda araştırmalar yaptık. Tezgah ve öğretici kadın arayışımız 2 yıl sürdü. Araştırmalarımızda kilimlerin modasının geçmiş olması veya dokuyucusunun kalmamış olmaması nedeniyle tezgahların yakılmış olduğunu gördük. 2021 yılının kasın ayında Fadime teyzeye ulaştık ve eski kumaşları belli boyut ve şekillerde keserek, eski örgüleri sökerek veya ekonomik değeri düşük hammaddeleri pazarlardan satın alarak dokunan kilimlerin tekrar üretilmesi konusunda bir tezgaha ve bir dokuma ustasına ulaşmış olduk. Fadime teyzemizin sağlık sorunları olması nedeniyle dokuma yapamadığını ancak tezgahına tutku ile bağlı olduğunu gördük. Tezgah bakımsızdı ama onarılabilinir durumdaydı. Fadime teyzemizin derneğimize hediye ettiği kilim tezgahını belediyemizin de desteği ile revize ederek şehir merkezindeki Kilim Dokuma Atölyemize montajını gerçekleştirdik.

Bu tezgahı kullanmayı bilen dokuma ustası kadınları aradık ve Hamide teyzeye ulaştık. Hamide teyzenin mükemmel dokumalarını hayranlıkla inceledik. Fadime teyzede ailesinin bir dönem geçim kaynağı olan tezgahını eşinin vefatından sonra kullanamadığından yakmış olduğunu öğrendik. Hamide teyzenin yol göstericiliğinde, Fadime teyzeden edindiğimiz tezgahı revize etmiştik. Şimdi sıra tezgahta dokuma yapmaya gelmişti. Yine Hamide teyzenin kolaylaştırıcılığında eski kumaşları keserek, eski kazakları sökerek veya pazarlaradan uygun fiyata satın aldığımız iplerle dokuma yapmaya başladık.

Bir hayalimiz var; Geleneksel yöntemlerle dokunan bu kilimlere inovasyon katarak; runnerler,Amerikan servisleri,çantalar v.s üretmeyi ve ekonomiye kazandırmayı hedefliyoruz. Bizler biliyoruz ki sırtımıza giydiğimiz bir gömlek için tonlarca su ve enerji harcanıyor bu suyu ve enerjiyi geri kazanmak mümkün değil ancak o kumaşı yeniden kullanıma sunmak mümkün. İşte bu düşünce ile bir geri dönüşüm ve yeniden kazanım projesi olan çaput veya ip dokuma atölyesini geliştirmeyi bu dokumayı gelecek nesillere aktarmayı ve dokuma eğitimi verdiğimiz kadınlara istihdam yaratma hedfi ile çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Yazar: Hayriye HACET

Wayuu Çanta

Wayuu Çantanın Gizemli Yolculuğu:

Wayuu çantanın yapımını öğrenmek için İzmir Yakaköy Tanıtma Koruma Derneğinin açmış olduğu kursa dört arkadaşımızla beraber gidip gelmeye başladık. Çantaları ilk gördüğümde renklerine ve güzelliklerine bayıldım. Elime daha önce hiç tığ almamış biri olarak herhalde başaramam diye düşündüm. Ama başlamak bitirmenin yarısıdır sözü bende hayata geçti, başarmıştım. Daha sonra Wayuu çanta yapımının kursunu derneğimiz tarafından verebilir miyiz dedik ve kolları sıvadık. Önce Wayuu nedir diye bilgi toplamak amacıyla kimi blog sayfalarını okudukça karşıma çok ilginç ve bir o kadar da düşündürücü bilgiler çıktı. Wayuu adı aslında etnik kökenli geleneksel güneş, kum, ve rüzgar halkı olarak bilinen anaerkil bir topluluğa aittir. Kolombiya’nın kuzeydoğusundaki bir çöl bölgesi olan La Guajina Yarımadasında yaşamaktadırlar. Kabile geleneklerini yaşatmak için hükümet, İspanya ve tabiat ana ile savaşmak zorunda kalmış bir topluluktur. Bu bölgedeki kamu hizmetlerinden yoksunluk, yüksek düzeyde sosyal eşitsizlik, aşırı yoksulluk toplumun yapısını onursuz bir yaşama sürüklese de atalarından kalma  etnik dokumacılık ile ayakta kalmayı başarmışlardır. Yaptıkları ürünlerde yaşamda nasıl hissettiklerini ifade etmektedirler. Nüfusun %84’ü yoksuldur. 10 kişiden 6′ sı okuma yazma bilmemektedir. Çocuklar okula ulaşabilmek için 3 saat yürümek zorundadır.  Ülkedeki çocuk ölümlerinin %34’ü bu bölgededir. Devletten gelen yoksulluk desteği yok denecek kadar azdır. İş olanakları olmaması belkide en büyük sıkıntıdır. Eğitim ve ekonomi eksikliğine ek olarak küresel ısınma ve kuraklıklarla birlikte kabilenin sürdürülebilir tarım yaratma kabiliyetlerini etkilemiştir. Kuraklık ekinler ve hayvancılığı tehdit etmektedir. Wayuu kabilesinin küçük izole topluluklar halinde canlı tuttukları bir dizi dini ritüelleri vardır. Bu geleneklerden biri de ergen hapsedilme törenidir. Majayuta (genç kız) topluma iyi yetiştirme davranışlarını öğretmektir.  Genç kızı boş bir odaya yüksek bir hamakta yatırırlar. Annesi ve büyükannesi dışında herhangi biriyle konuşması yasaktır. Kimse onu göremez. Geceleri ona acı bir içki içirirler ve onu yüksek bir hamakta yatırırlar. Kendileri de görmesin diye bir çarşafla ayırırlar ve onu bir tutucuya koyarlar. Bu ayin 1 ay ile 1 yıl arasında sürer. Genç kız hapishanenin talimatlarına uyduğu taktirde kadının doğurganlık ve menstrüasyon sorunları yaşamayacağına inanılır. Wayuu inancına göre walekete(örümcek) ilk adet günlerinde kendilerine miras kalan dokuma sanatının inceliklerini, yemek yapmayı, toplum içinde nasıl davranacağını, ne zaman konuşması ve ne zaman susması gerektiğini, eşin ve annenin rolünü, geleneksel tıbbın önemini  öğretir. Bu zaman sonunda genç kızı sabahın erken bir saatinde soğuk su ile kirleri ve kötü düşünceleri arındırması için yıkarlar. Saçını müreffeh bir hayatı olan bir kadına kestirirler. Büyükanne veya annesi kızının ayrıldığını babaya bildirirler. Büyük bir parti düzenlenir. Ona dokuma bir battaniye ile birlikte kolye ve küpeler verirler. Bu ritüel genç kızın yeni bir evreye girdiğini ve hayatındaki değişikliklerin önemini göstermek için yapılır. Davranışları tamamen değişir ve bir kadın olarak tanınır. Kadınlar, klanlarının yöneticileridir. Önemli siyasi roller oynarlar. Bağımsız bir figürdürler ve aktif olarak temel siyasi ve ekonomik faaliyetleri düzenlemek için topluluklarını organize ederler. Ayrıca köklerini korumak ve genişlemekten sorumludurlar. Kabiledeki kadınların evlere sahip olması ve aileleri yönetmesi gerçeği ile benzersizdirler. Babalar ise hayvancılık ve toprakla uğraşırlar. Ayrıca inci dalıcılığı yaparlar. Bir kadın evlendiğinde evliliği temsil etmesi için bir yüzük veya bir sembol kullanmaz. Bağlılıkları sözleridir. Graciela Cotes  Wayuu topluluk lideri “Bizler sözlerimizi kelimelerle dile getiririz.” der (Miguel A. Contes radio nacionel) 2017 yılındaki bir söyleşisinde.

Kolombiya’da uyuşturucu ile mücadele etmek amacıyla yapılan çalışmalarda Waayuu kabilesi incelenirken doğal kök boyasıyla yapılan keten, kenevir dokumaları unesco temsilcisinin dikkatini çekmiştir. Aldığı dokumaları, heybeleri,  çantaları ve battaniyeleri aktivist kadın kuruluşları ile beraber satışlarını yaparak elde ettikleri gelir ile yörede okul hastane ve eğitime harcanmasında öncülük etmiştir. Yöredeki kadınların da bu konuda bilinçlenmesi, ticaret destekleri, yörenin turizmi ve tanıtımı sayesinde tüm dünyaya çantaları dokumaları onların birer duygu yansıması olan motiflerini tanıtmıştır.

Tüm dünyada kadınların ürettiklerinin karşılığını alması dileğiyle

Yazar: Cevriye EMRE

Akhisar Tarhanası

 

Bereketli Akhisar Ovası’nın doğal sebzelerinden yaz sonuna doğru hazırlanarak elde edilir. Tarhanamız domates, kırmızı biber, soğan, nohut ve aroma verici otlar ile kaynatılır. Soğutularak yoğurt ve un ile karıştırılıp hamur haline getirilir. Farklı sürelerde fermantasyona uğraması sonucu elde edilen hamur, parçalar halinde çarşaf üzerine serilerek kurumaya bırakılır. Kuruduktan sonra elekten geçirilerek tekrar serilir ve kurutulur. Elde edilen tarhana ışık olmayan serin bir yerde muhafaza edilir. Tarhananın içerisinde A, B, B1, B6, C, D, E ve K vitaminleri ile çok sayıda aminoasit bulunmaktadır. Tarhananın ana bileşeni olan un ve yoğurdun esansiyel aminoasit bakımından tarhanayı tamamlaması sayesinde, onun daha yüksek protein, kalsiyum, demir ve çinko bakımından oldukça zengin hale gelmesini sağlamıştır. Ayrıca tarhana fermente bir gıda olması nedeniyle laktozun laktik aside dönüşmesi ve süte göre çok daha düşük düzeyde laktoz içermesiyle laktoz interolanslı hastalar tarafından kullanılabilmektedir. Araştırmalara göre tarhana büyükler için olduğu kadar özellikle bebekler, oyun ve okul çağı çocukları için de protein gereksinimini karşılayan yararlı bir gıdadır.

 

 

YAPILIŞI: 4 kişilik

👉🏻4 yemek kaşığı zeytinyağı
👉🏻1 yemek kaşığı salça
👉🏻Yarım çay bardağı domates sosu
👉🏻5 bardak soğuk su
👉🏻4 yemek kaşığı Akhisar tarhanası
📣Bir tencerenin içerisine yağı, salçayı ve domates sosunu koyup kavurunuz.
📣Üzerine 5 bardak soğuk suyu ve tarhanayı ilave ediniz.
📣Kaynayıncaya kadar karıştırınız. Arzuya göre tuz ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun

 

Yazar: Seda Nazlı KAYNAR